UNDP, kültürel mirasın restorasyonu için küresel bağış kampanyası başlatıyor

Save the Legacy adlı web sitesinden, kültürel mirasın yerel kimliğin ve geçim kaynaklarının korunması için hayati önem taşıyan Türkiye’deki depremlerde hasar gören kültürel miras yapılarının restorasyonu için bireysel ve kurumsal bağışlar toplanacak

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), dün Ankara’daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde düzenlenen törende, Türkiye’nin güneyinde büyük yıkıma yol açan Şubat 2023 depremlerinde hasar gören veya tamamen yıkılan kültürel miras yapılarının restorasyonu için ihtiyaç duyulan kaynakların toplanmasını amaçlayan küresel bağış kampanyasını resmen başlattı. Odak noktasını Save the Legacy adlı web sitesinin oluşturduğu kampanya, bireyler, hayır kurumları, şirketler ve hükümetleri, paha biçilemez bir kültürel çeşitlilik “mozaiği” olan bölgenin restorasyonuna katkıda bulunmaya çağırıyor.

Depremler 50.700’den fazla insanın hayatını kaybetmesine ve 11 ilde 313.000 binanın yıkılmasına yol açtı. 3,3 milyon insanı evsiz bıraktı ve bölge ekonomisinin büyük bölümünü tahrip etti. Ayrıca, binlerce yıllık tarihi boyunca 13 farklı medeniyete ev sahipliği yapmış olan bu bölgenin özgün kültürel mirasına da çok büyük zarar verdi. Bölgedeki 8.444 tarihi yapının 3.752’si hasar gördü veya yıkıldı. Uzmanların tahminlerine göre yeniden inşa ve restorasyon maliyeti milyarlarca doları bulacak.

Kültürel miras restorasyonu, depremden sonra toparlanma çalışmalarımızda bir öncelik,

diyen UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yalnızca, dünya kültürü için büyük önem taşıyan, paha biçilemez eserleri onarmak anlamına gelmiyor. Bunun yanı sıra, bölgeye kimliğini kazandıran, bölgede yaşayanlar için bir aidiyet hissinin yaratılmasına yardımcı olan ve yerel zanaatlar, gastronomi ve gelenekleri ile ziyaretçileri kendine çeken, herkes tarafından bilinen kültür varlıklarını restore etmek anlamına geliyor.”

Gazitantep Kalesi, Fotoğraf: Mustafa Umut Dulun

UNDP, felaketin ardından ilk günlerden bu yana kültürel mirası koruma görevini Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yakın iş birliği içinde yürütüyor. UNDP, başlangıçta risk altındaki eser koleksiyonlarının muhafaza edilmesi ve korunmasında kullanılmak ve deprem sonrası toparlanma çalışmalarında görev alan bakanlık personeline ev sahipliği yapmak üzere bölgedeki arkeoloji müzelerine onlarca özelleştirilmiş konteyner teslim etti. Sonrasında, Kültür ve Turizm Bakanlığı uzmanlarının bölgede hasar değerlendirme sürecini kolaylaştırmak ve hasarı kataloglamasına yardımcı olmak için insansız hava araçları, kameralar, tabletler ve özel yazılımlar sağladı.

Bölgedeki bazı karakteristik yapıların restorasyon finansmanı hükümet veya diğer bireysel kaynaklardan halihazırda sağlanmış durumda, ancak finansal ihtiyaç hâlâ mevcut kaynakların çok üzerinde. UNDP bu nedenle, felaket karşısında uluslararası dayanışmaya çağrıda bulunan bir kampanya başlatmaya karar verdi.

Konuyla ilgili Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, “Türkiye, depremin ardından 100’den fazla ülkenin enkaz altında hayatta kalanları aramak için arama kurtarma ekipleri göndermesiyle sağlanan uluslararası desteği hiç unutmayacak. Artık sonsuza kadar kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğumuz paha biçilemez kültürel mirası, aynı zamanda kimlikleri ve geçim kaynakları için ona bağımlı olan tüm toplulukları kurtarmak gibi zor bir göreve girişirken, aynı sınır ötesi dayanışma ve cömertlik ruhuna güveniyoruz.” açıklamalarında bulundu.

UNDP’nin kampanyası başlangıçta bölgenin coğrafi ve kültürel çeşitliliğini yansıtan altı alana odaklanıyor:

  • Dünyanın en ünlü mozaik koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapan Hatay Arkeoloji Müzesi;
  • Duvarları depremlerde yıkılan 2.000 yıllık Gaziantep Kalesi;
  • Antakya’nın merkezindeki, ikonik minaresi yıkılan 14. yüzyıldan kalma Sarımiye Camii;
  • Hatay’ın Arsuz ilçesindeki Mar Yuhanna Rum Ortodoks Kilisesi;
  • Kahramanmaraş’ın merkezinde yüzlerce işletmenin yer aldığı şık çarşı; ve
  • Adıyaman’da Kral Mithridates’in hüküm sürdüğü antik Arsameia arkeolojik alanı.

“Koleksiyonlarımızdaki her bir eser sadece Hatay’ın değil, tüm insanlığın ortak mirasıdır.” diyen Hatay Arkeoloji Müzesi Müdürü Ayşe Ersoy ise şöyle devam etti: “İşte bu nedenle, kültürel mirasımızı kurtarmaya yönelik tüm bu kolektif çabalar için çok teşekkür ediyoruz.”

UNDP’nin kampanyası aynı zamanda, yerel gelenekler ile zanaatlar, el sanatları üreticileri ve turizm sektöründeki herkesin geçim kaynakları arasındaki doğrudan bağlantıyı dikkate alarak, somut olmayan kültürel mirasın önemini de vurguluyor.

26 Eylül 2020, Gaziantep, Türkiye, Fotoğraf: UNDP Türkiye, Levent Kulu

Kampanyaya bireysel bağışların yanı sıra donör ülkelerden ve özel sektörden de büyük ölçekli katkılar bekleniyor. Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya Hükümetleri, Dışişleri Bakanlıkları aracılığıyla kampanyayı öncü ortak olarak desteklemek için şimdiden imza attılar. Bugüne kadar bu çabayı desteklemek ve diğer bağışçılara örnek teşkil etmek amacıyla 4 milyon ABD Dolarından fazla tutarda destek taahhüt edildi. Kampanyayı dijital platformları aracılığıyla tanıtacak olan Meta Vakfı, Türkiye’nin güneyindeki kültürel mirası görselleştirmek ve bir eğitim kaynağı oluşturmak için Artırılmış Gerçeklik (AR) teknolojilerini kullanma olanağı sundu.

İskenderun Rum Ortodoks Kilisesi Fukara Vakfı Başkanı Can Teymur, “Hatay’da binlerce yıldır farklı dinler bir arada yaşıyor. Depremler ayrım yapmadı, camileri, kiliseleri, sinagogları yok etti. UNDP’nin bölgeyi tüm çeşitliliğiyle eski haline getirme kararlılığını memnuniyetle karşılıyoruz.” dedi.

Cuma akşamı düzenlenen etkinlikte, 2012 yılında Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilen Antakya Medeniyetler Korosu’nun bir performansı ve kültürel miras uzmanları, zanaatkârlar ve toplum liderlerinden oluşan bir panel oturumu da yer aldı. Bu panelde, Hatay ve depremden etkilenen diğer on ildeki yerel toplulukların yaşamları ve ekonomik durumları için kritik öneme sahip kültür varlıklarının restore edilmesi için gereken acil fon ihtiyacı ele alındı.