Olaylı bir Eurovision ardından kazanan: İsviçre

Siyasi gerginlikler ve diskalifiye tartışmalarının gölgesinde, Eurovision 2024 galibi "The Code" ile Nemo oldu

İsviçre temsilcisi Nemo ve ekibi, Malmö Arena'daki büyük final performansı sonrası "Yeşil Oda"da.
İsviçre temsilcisi Nemo ve ekibi, Malmö Arena'daki büyük final performansı sonrası "Yeşil Oda"da. Fotoğraf: Sarah Louise Bennett / EBU

68. Eurovision Şarkı Yarışması, uluslararası tepkilerin damga vurduğu bir etkinlik olarak Malmö, İsveç’te sona erdi. Hollandalı finalistin bir prodüksiyon ekibi üyesiyle yaşadığı tartışmalı bir olay sonucu yarışmadan diskalifiye edilmesi, yarışmanın başlangıcından oylamaya kadar gündemden düşmedi. Etkinliğin baş şefi Martin Österdahl’in oylama için onay verdiği saniyelerde, alandaki kitlenin protestoları da canlı yayına yansıdı. Bu yılki yarışma, sanatın birleştirici gücü ile politik ifadelerin sahnede nasıl çarpıcı bir şekilde iç içe geçebileceğini gözler önüne serdi.

Özellikle İsrail ve Filistin meselesi etrafında şekillenen tartışmalar, Avrupa Yayın Birliği’nin (EBU) tarafsızlık iddialarını sorgulattı. Tüm bu dinamikler, İsveçli yayıncı kuruluşun dışarıda kalmaya çalışmasına rağmen, Eurovision’un yalnızca bir müzik yarışması olmadığını, aynı zamanda derinlemesine kültürel ve politik meselelerin işlendiği bir arena olduğunu bir kez daha gösteriyor.

Eurovision Büyük Final açılışı, İsveç’in göz kamaştırıcı müzik mirasına bir övgü ile başladı. Stockholm Sarayı’nda kamera karşısına geçen İsveç Veliaht Prensesi Victoria, herkesi İsveç’e hoş geldiniz diyerek selamladı.

Açılış videosu, Avrupa’nın dört bir yanındaki şehirlerin uyanışını ve Malmö üzerinde birleşen ışıkları gösterdi. Ardından, ABBA’nın Nisan 1974’te “Waterloo” ile Eurovision’u kazandığı anlara dönüş yapıldı. Sahnenin üzerinde asılı dev ekranlarda İsveçli müzik yaratıcılarına yönelik bir saygı duruşu sergilendi ve bu anma, Björn Skifs’in global listelerde İsveç’in bir numarası olan “Hooked on a Feeling” şarkısını seslendirmesiyle doruğa ulaştı.

İsveç müziğinin tüm zamanlardaki unutulmaz eserlerinden Icona Pop’un “I Love It”, Ace of Base’in “Beautiful Life”, Roxette’in “The Look”, Lykke Li’nin “I Follow Rivers”, Axwell & Ingrosso’nun “Sun is Shining” ve ABBA’nın “Gimme! Gimme! Gimme!” parçaları finalistlerin tanıtıldığı bayrak geçidine renk kattı.

İsveç’in ABBA ile elde ettiği 1974 Eurovision zaferinin 50. yıldönümü için hazırlanan performans. Fotoğraf: Corinne Cumming / EBU

Performanslar sonrası oylama için ayrılan zamana geçildiğinde ise, ABBA’nın 1974 Eurovision zaferinin 50. yılını kutlamak için sanal olarak oluşturulmuş bir gösteri ile başlayan saygı duruşuyla, izleyiciler unutulmaz anlar yaşadı. Eurovision’un üç efsanevi kazananı bu anlamlı törende sahneye çıktı. 1991 Eurovision birincisi İsveçli Carola, sahneyi 1999 Eurovision galibi Charlotte Perrelli ile paylaştı. Bu iki İsveçli yıldıza, dikkat çekici tarzı ve güçlü vokaliyle tanınan 2014 Eurovision kazananı Avusturyalı Conchita Wurst eşlik etti. Bu üçlü, ABBA’nın zamansız şarkılarına yaptıkları muhteşem yorumlarla seyircileri büyüledi.

Geçtiğimiz yılın Eurovision galibi Loreen, kazanan şarkısı “Tattoo”nun farklı bir versiyonu ile birlikte “Forever” adlı yeni parçasını büyük finalde seslendirdi. Loreen, 2012 yılındaki zaferi sonrası Eurovision sahnesindeki ikinci büyük çıkışında da izleyenleri etkisi altına almayı başarmıştı.

Nemo, Malmö Arena'daki büyük finalde Fransa adına "The Code" performansını sergiliyor.
Nemo, Malmö Arena’daki büyük finalde Fransa adına “The Code” performansını sergiliyor. Fotoğraf: Sarah Louise Bennett / EBU

Bu yıl İsviçre’yi temsil eden Nemo, “The Code” adlı şarkısıyla Eurovision sahnesinde zaferi yakaladı. Céline Dion’un 1988 şampiyonluğundan tam 36 yıl sonra İsviçre tekrar yarışmanın galibi oldu. Rap ve opera tarzında söylediği şarkıda, cinsiyet kimliğiyle ilgili farkındalıklarını anlatan sanatçı, zorluklarla dolu bir yolculuğu ve bu süreçte kendini bulmayı işliyor. Şarkının nakaratında “Cehenneme gittim ve geri döndüm, kendimi rayına oturtmak için” diyor Nemo:

Şimdi cenneti buldum, kodu kırdım.

Son röportajında, Eurovision hayranlarının şarkısına gösterdiği ilgi karşısında “şaşkın” olduğunu belirten 24 yaşındaki Nemo, şarkısının oldukça evrensel bir mesaj içerdiğini vurgulayarak, “Hepimiz bir şeylerden özgürleşme arzusunu biliriz, herkesin kırması gereken bir kodu vardır…” demişti.

Yunanistan’ın temsilcisi Marina Satti, “Zari” adlı şarkısıyla özellikle ülkemizin favorilerinden biriydi. Doğu Avrupa kültürünün zenginliklerini sergileyen Satti’ye, iki Türk ve iki Yunan dansçı eşlik etti. Performans sırasında sergilenen ve “halay”ı andıran dans figürleri, izleyiciler tarafından coşkuyla karşılandı. Eurovision finalistlerinin yarışmayı takip ettiği Yeşil Oda’da ise Yunan ekibin Türk bayrağını da dalgalandırması dikkat çekici gelişmeler arasında yerini aldı.

Marina Satti, basın toplantısında da Türkiye ile olan kültürel bağları vurgulamıştı. Bir Türk gazetecinin sorusu üzerine Satti, “Türkiye’yi çok seviyoruz. Vokal koçum ile Türkiye’den şarkılar dinleyerek, çok fazla ortak noktaya sahip olduğumuzu keşfettik.” dedi. Ayrıca vokal koçunun, “Türkiye ve Yunanistan’ın kültürü, modern zamandaki sınırların çok ötesine uzanıyor.” sözlerini aktardı.

Yunanistan temsilcisi Marina Satti ve ekibi, Malmö Arena’daki büyük final performansı sonrası “Yeşil Oda”da. Fotoğraf: Corinne Cumming / EBU

Eurovision’un gözdelerinden Hırvatistan temsilcisi Baby Lasagna. Sahne adıyla bilinen Marko Purisic’in seslendirdiği “Rim Tim Tagi Dim”, metal ve dans müziklerinin enerjik bir karışımını sundu. Purisic şarkıda, büyüdüğünü ve köyünden şehre doğru yeni bir hayata yelken açtığını anlatırken, “Gidiyorum ve ineğimi sattım…” sözleriyle ise köylüleri son bir kez daha yerel halk dansında bir araya gelmeye çağırdı.

Marko Purisic, bu şarkıyla sadece müzikal bir başarıyı değil, aynı zamanda sosyal bir mesajı da hedefliyor. Şarkının, Hırvatistan’da gençler arasında süregelen göç problemine dikkat çekmek amacı taşıdığını belirtiyor. Kariyerine rock müzik yazarı olarak devam etmek yerine geçtiğimiz yıl turizm sektöründe daha istikrarlı bir iş arayışına giren Purisic, “Rim Tim Tagi Dim” şarkısının elde ettiği popülerlikle, müzik dünyasında Baby Lasagna olarak adını duyurmayı amaçlıyor.

Büyük finale altıncı sırada çıkan İsrail’in yarışmacısı Eden Golan, provalar esnasında olduğu gibi, canlı yayın performansında da yoğun ıslık ve protestolarla karşılaştı.

İsrail’in hemen öncesinde sahnede olması beklenen, Hollanda’nın finale çıkmaya hak kazanan yarışmacısı Joost Klein, Eurovision 2024 büyük finaline saatler kala, geçtiğimiz perşembe günü gerçekleşen yarı final performansı sonrası yaşanan bir olay nedeniyle yarışmadan resmi olarak diskalifiye edildi. EBU, Klein’ın bir prodüksiyon ekibi üyesiyle yaşadığı tartışmalı olay sonrası bu kararı açıkladı. İsveç polisi tarafından soruşturma başlatılan olay, Klein’ın yarışma kurallarını ihlal ettiği ve etkinlikte uygun olmayan davranışlarda bulunduğu gerekçesiyle değerlendirildi.

2024 Eurovision’un ikinci yarı finalinden Hollanda temsilcisi Joost Klein ve ekibinin, “Yeşil Oda”daki zafer sevinci. Fotoğraf: Sarah Louise Bennett / EBU

EBU’nun açıklamasında, “Yasal süreç devam ederken, Klein’ın yarışmaya devam etmesi uygun olmayacak” denildi ve eklenen, “Bu olayın diğer bir yarışmacı veya delegasyon üyesini içermediğini açıkça belirtmek isteriz” ifadeleriyle sosyal medyada dolaşan spekülasyonların önüne geçmeye çalışıldı.

Hollanda kamu yayın kurumu AVROTROS ise kararı “orantısız” olarak nitelendirerek, Klein’ın hemen sahneden inip aceleyle yeşil odaya gitmesi gerektiği bir anda izinsiz çekim yapılmasına tepki gösterdiğini ve bu durumun yanlış anlaşıldığını belirtti. Kurum, “Joost kameraya dokunmadı ancak operatörüne doğru tehditkar bir hareket yaptı” dedi ve ekledi:

Olayın bu şekilde sonuçlanması biz ve milyonlarca hayran için üzücü.

Ancak, Klein’a yarışmadan çıkarılmasına karşı birçok ülkenin Eurovision delegasyonundan destek geldi. Destekleyen ülkeler, sanatçının stres altında hatalı bir anlık tepki vermiş olabileceğini ve bunun diskalifiye için yeterli bir neden olmaması gerektiğini savundular.

Çeşitli ülkelerden birçok yarışmacının bayrak geçidi sırasında sahne provasına katılmaması üzerine EBU acil bir kriz toplantısı düzenledi. Bu yıl ülkesinin puanlarını açıklayacak olan Norveç’in 2023 Eurovision temsilcisi Alessandra Mele ise, “Müzikle birleşiyoruz” mottosuna atıfta bulunarak, “Ama şu anda bunlar boş sözler. Bir soykırım gerçekleşiyor. Filistin özgür olsun” diyerek, görevinden çekildiğini açıkladı.

Fransa temsilcisi Slimane, Malmö Arena’daki provada “Mon amour” performansını sergiliyor. Fotoğraf: Alma Bengtsson / EBU

Fransız sanatçı Slimane ise final öncesi son provayı, sahneden “Müziğin birleştirici gücü için, aşk ve barış için, teşekkürler Avrupa!” diyerek bitirmek suretiyle barış çağrısı yapma fırsatı olarak kullandı. Ancak büyük final esnasında aynı konuşmayı gerçekleştirmedi.

İrlanda’nın Eurovision temsilcisi Bambie Thug, “Doomsday Blue” adlı parçasıyla sosyal medyada hızla yükselen bir hayran kitlesine sahip. Bambie Thug, sahne adıyla tanınan Bambie Ray Robinson, şarkıları kadar, İsrail’in Eurovision’daki rolünü eleştiren açık sözlü pro-Filistin tutumuyla da dikkat çekti.

Eurovision kuralları, yarışmanın birleştirici bir etkinlik olması gerektiğini vurgulayarak sanatçılara politik yorum yapma yasağı getiriyor. Ancak Bambie Thug, bu kuralları zorluyor. Geçtiğimiz salı günü düzenlenen bir basın toplantısında, Eurovision yetkililerinin kendisinden kıyafetindeki Filistin yanlısı sloganlarını çıkarmasını talep ettiğini açıklamıştı.

İsrailli televizyonun kendisi hakkındaki yorumlarının Eurovision kurallarını ihlal ettiğini belirten sanatçı, ülkenin yarışmadan çıkarılması gerektiğini dile getirdi. Provaya katılmayan Bambie Thug, bu konuyu EBU’ya taşıdığını ve ciddi bir tartışma içerisinde bulunduklarını belirtti. Yarışmacının bir röportaj sırasında Filistin kefiyesi takması da dikkat çeken olaylar arasında yer aldı.

2024 Eurovision Şarkı Yarışması, hem müzikal başarılar hem de politik gerilimlerle dolu bir gösteri sundu. Sahne üzerinde çeşitli kültürlerden ve müzik türlerinden esintiler barındıran performanslar sergilendi. Ancak, politik ifadeler ve kültürel tartışmalar, etkinliğin bir müzik yarışmasından çok daha fazlası olduğunu ortaya koydu. Eurovision bu yıl, sanatın sadece eğlendirmekle kalmayıp, aynı zamanda sosyal ve politik diyalogları şekillendirebileceğini ve hatta provoke edebileceğini bir kez daha gözler önüne serdi, bu da onu dünya çapında izlenen bir fenomene dönüştürmeye devam etti.