Herkes İçin Felsefe (Richard Osborne)

Neden felsefe kimilerine baş ağrısı verir, kimilerinin kafasını karıştırır, kimilerine de yıkıcı ve tehlikeli gözükür?

Neden birçokları felsefenin kendi yaşamıyla bir ilgisi olmadığını düşünür?

Nedir felsefe acaba?

Sokakta bir filozof görürseniz nasıl tanırsınız?

Bu sorulardan bazılarına yanıt vermeye çalışalım…

Bazı filozoflar, doğal olarak, felsefenin tarihini genel bir açıdan ele almanın olanaksız olduğunu ve böyle yapmaya çalışmanın felsefeyi bozacağını ileri sürerler. Ama bir filozofun dediği gibi, kötü bir şey yapmak hiçbir şey yapmamaktan iyidir.”

—Yorucu bir günün ardından biranın tadı neden daha iyi geliyor?

—Ne bileyim… Filozof muyum ben?

Öyleyse nedir felsefe? Bu konuda bir fikir birliği olmadığı için, bu soruyla işe başlamak yanlış olacak gibi. Ama o zaman,

Felsefelerin çoğu yanlış soruyla ya da yanlış yanıtla işe başlar.

Yunancada felsefe ‘bilgelik sevgisi’ anlamına gelir. Bu akla uygun bir tanım gibi görünse de bizi pek uzağa götürmüyor, çünkü tarih boyunca ‘bilgelik’in ne olduğu konusunda da şiddetli tartışmalar yapılmıştır.

Marx ve başkaları felsefenin ölümünü ilan ettiler. (Mesleği felsefe olanlar için güç bir durum.) Gramsci adlı bir İtalyan herkesin bir tür filozof olduğunu söyledi.

Çok daha önce Platon dünyayı filozofların yönetmesinin iyi olacağını söylemişti. Oysa kimi filozoflara göre felsefe hiçbir şeyin anlamının olmadığını öğretir- bu durumda yönetmek epey güç bir iş olmalı.

Karışık mı?

Yola devam etmek için Bertrand Russell’ın bir tanımını alalım:

Richard Osborne, bu keyifli ve akıcı kitapta temel felsefe öyküsünü karikatürlerle ve eğlenceli yorumlarla süsleyerek okuyucuya sunuyor. 1992 basımlı kitabın –piyasada çok dolanmasa da– faydalı ve öğretici olduğu kanaatindeyim. Felsefe okumalarına yeni başlıyorsanız ve şimdiden birazcık sıkıldıysanız, eğlenceli bir giriş yapıp kendinizi motive edin.

Zira yolunuz henüz çok uzun…

Tales’ten başlayarak de Beauvoir, Camus, Fanon, Merleau-Ponty tartışmalarına kadar çizen ve anlatan kitap Vico’yu, Machiavelli’yi ve Nietzsche’yi de unutmuyor.

Dehşetle öneriyoruz yine!

Biz kim miyiz?

Düşünmek gerek.