The Irishman‘in yapımcısı Emma Tillinger Koskoff, Martin Scorsese‘nin filmlerinde kadınları görmemezlikten geldiği eleştirilerini reddetti.
On yıldan uzun bir süredir yönetmenle film yapan Koskoff, Anna Paquin’in The Irishman’de neredeyse hiç diyalog kurmamasından sonra Scorsese’nin filmlerinde kadın karakterlere yeterince konuşma süresi vermediği fikrine karşı çıktı.
Koskoff, New York Times’a verdiği demeçte, “bu aptalca” dedi ve Scorsese’nin”sinema tarihinin en büyük kadın karakterlerinden” sorumlu olduğunu ekledi.
Yönetmen, Alice Artık Burada Oturmuyor’dan Ellen Burstyn’ı, Sıkı Dostlar’dan Lorraine Bracco’yu, Korku Burnu’ndan Jessica Lange ve Juliette Lewis’i ve Casino’dan Sharon Stone’u örnek gösterdi.
Koskoff ayrıca Scorsese’nin Joanna Hogg’un The Souvenir’i gibi filmler üretmeye yardımcı olarak kadın yönetmenleri desteklediğini savundu.
Uğur Böceği yapmıyor ama buna karşı değil.
Birçok eleştirmen, The Irishman’deki kadın karakterlerin gelişmemiş olduğunu ve sadece erkek karakterlere tepki vermek için var olduğunu söyledi. Robert De Niro’nun canlandırdığı baş gangster karakteri Frank Sheeran’ın kızı Peggy’yi oynayan Paquin, üç buçuk saatlik filmde sadece tek bir satıra sahip.
İlk eleştiriye yanıt olarak, Scorsese şunları söyledi:
Yüzeysel olmayın. Yüzeysel olursanız, ‘Bir şey söyleyeceğim ve ben ve babam arasında iki veya üç büyük sahne olacak’ diyor. Buna gerek yok. Ne yaptığını gördü. Neler yapabileceğini biliyor.