Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi Film ve Video Programları her yıl kutladığı Onur Haftası kapsamında bu yıl “Bir Direniş Alanı Olarak Yoldaşlık” başlıklı bir seçki hazırladı. Amerikalı yazar ve kadın hakları savunucusu Bell Hooks’un “Kendimizi ayakta tutmanın en hayati yollarından biri, direniş topluluklarını, yalnız olmadığımızı bildiğimiz yerleri inşa etmektir.” sözünden hareketle yoldaşlığı bir direniş alanı olarak tanımlayan program, farklı coğrafyalardan dört filmi sinemaseverlerle buluşturuyor. Brezilya, Gürcistan, İtalya ve Şili yapımı filmlerdeki tüm kuir karakterler, içinde yaşadıkları ülke, toplum ve ailelerde kendilerine nefes alma alanları açmaya çalışırken yol arkadaşlığı kurdukları insanlarla baskı ve sıkışmışlığa karşı direniyorlar.
Din ve hafıza ekseninde Güney Amerika’da kuir olmak
Programın açılış filmi olan Şili yapımı Asi ve Genç, tutucu Evangelist bir ailede yaşayan biseksüel Daniela’nın hikâyesini aktarıyor. Dini eğitim aldığı okuldan atıldıktan sonra ailesinin önerisiyle dini bir kanalda staj yapmaya başlayan Daniela, burada Tomas ve Antonia ile ilişki yaşarken, baskı altında daha da güçlenen cinsel arzularını yazdığı blogla yaşıtlarıyla paylaşıyor. Yönetmen Marialy Rivas, ergen cinselliğinin dizginlenemezliği ve sınır tanımazlığını yıkıcı bir güce çeviren yeni teknolojileri, filmin hikâyesi kadar dokusuna da başarıyla uyarlıyor.
Üç Üzgün Kaplan, distopik bir gelecekte, beyni ve hafıza kabiliyetini hedef alan bir virüsün etkisi altındaki São Paulo’da geçiyor. Pandemi ve kontrolden çıkmış kapitalizm tarafından kanı kurutulmuş bu şehirde gezintiye çıkan üç genç, tıpkı kendileri gibi toplumca unutulmuş insanlarla bir araya gelip birbirlerinin ölmüş sevgililerini anıyor, HIV tecrübelerini paylaşıyor, maskeli yüzler için makyaj tavsiyeleri alıyor. Anıların ancak kolektif olarak paylaşıldığı ve duygusal ilişkiler yoluyla aktarıldığı için korunabildiği kuir bir çağı anlatan filmde, Gustavo Vinagre politik olarak dayatılan hafıza kaybını içten ve sürrealist bir şekilde ele alıyor. Film, dünya prömiyerini yaptığı Berlin Uluslarası Film Festivali’nden “Teddy Ödülleri: En İyi Film” ödülüyle döndü.
Sıra dışı arkadaşlık hikayeleri
Ketevan Kapanadze’nin ilk filmi Odanın Hissi, LGBTİ+’lara yönelik kapsayıcılığıyla ünlü olmayan Gürcistan’da, oyuncularına rahat ve güvenli bir buluşma alanı sağlayan yerel bir kadın futbol kulübünün hikâyesini anlatıyor. Kutaisi şehrindeki bu kulüp, birlikte zaman geçirmek, eğlenmek, birbirlerine sarılmak ve varoluşsal meseleleri tartışmak için sık sık bir araya gelen bir grup kadına ve non-binary’e ev sahipliği yapıyor. Filminde ucuz duygusallığa yer vermeyen Kapanadze, dışarıdaki dünyanın düşmanlığına gereğinden fazla yoğunlaşmadan, arkadaşlar arasındaki olağanüstü atmosferi kolayca hissedilir kılıyor.
Salıncak, İtalya’nın güneyinde, tıpkı iç dünyası gibi her şeyin olabileceği ancak hiçbir şeyin olmadığı bir bölgede yaşayan 15 yaşındaki ilgiye muhtaç obez Benedetta’ın kendini keşfetme ve özgürleşme hikâyesini beyazperdeye taşıyor. Evlerinin önüne kurulan lunaparkta kendi kaderini tayin eden bir hayat yaşayan ve cinsiyet normlarına meydan okuyan panayır işçisi Amanda ile tanışan Bernadetta, okulu hızla arka plana atar. Yönetmen Chiara Bellosi’nin sıra dışı bir arkadaşlığı şefkatle anlattığı filmde, karakterlerin dostluğu büyük duygularla değil, güler yüzlü şefkat, merak ve konuşulmayan onaylarla besleniyor.
“Bir Direniş Olarak Yoldaşlık” programı 24 Haziran – 8 Temmuz tarihleri arasında Pera Müzesi Oditoryumu’nda ücretsiz izlenebilir.