İsviçre’nin Basel kentinde düzenlenen Art Basel 2025, 55. edisyonuyla bir fuarın ötesinde, sanatın şehirle kurduğu ilişkiye dair kapsamlı bir örnek oldu. 42 ülkeden 289 galerinin katıldığı ve toplamda 88 bin kişinin ziyaret ettiği etkinlik, bu yıl ilk kez hayata geçirilen Art Basel Ödülleri ile dikkat çekti. Program, sanat üretiminin ötesine geçerek kurumlar, küratörler, yayıncılar ve destekçilere uzanan geniş bir ağı tanımladı.
Maike Cruse’un yönettiği edisyon, çağdaş sanatın ekonomik değil kültürel dolaşımını öne çıkaran bir yapıda ilerledi. Fuarın merkezi salonları kadar kamusal alana taşan yapıtlar, Basel’in gündelik yüzeylerini sergi alanına dönüştürdü.
Katharina Grosse’nin dev müdahalesi

Basel’in merkezi Messeplatz, bu yıl Alman sanatçı Katharina Grosse’nin çalışmasıyla farklı bir boyuta taşındı. CHOIR başlıklı yerleştirme, 5000 metrekarelik bir alan boyunca mimari yüzeyleri ve zemini magenta tonlarında boyayarak şehri dev ölçekli bir tuvale dönüştürdü.
Yerleştirmenin küratörlüğünü üstlenen Natalia Grabowska, bu projeyi Grosse’nin bugüne dek gerçekleştirdiği en büyük kamusal müdahale olarak tanımladı.
“CHOIR”, yalnızca mimariyle değil, mekân algısıyla da ilişki kuran bir yapıt olarak konumlandı. Magenta tonunun açık alandaki yoğun görsel etkisi, izleyiciyi pasif bir konumdan çıkarıp mekâna katılmaya çağırırken; eserin Art Basel’in fuar sınırlarını aşarak şehir dokusuna yayılan çok merkezli yapısını pekiştirdi.

Unlimited: Ölçek, Beden ve Direnç
Unlimited bölümü, bu yıl da performans, yerleştirme ve büyük ölçekli işlerle fuarın yoğun enerjisini taşıdı. Giovanni Carmine’in küratörlüğünde seçilen 70’e yakın yapıt, izleyicinin yalnızca baktığı değil, içinde bulunduğu bir alana dönüştü.

Felix Gonzalez-Torres’in “Untitled (Go-Go Dancing Platform)” yerleştirmesi, sahnede tek bir bedenin sürekli hareketiyle sürekliliği sorguladı. Andrea Büttner’in “Shame Punishments” serisi, mahremiyet ile kamusal ifşa arasındaki çizgiyi geri dönülmez biçimde açtı. Marinella Senatore’nin “We Rise by Lifting Others” işi ise kolektif bedeni sahneye taşıyan nadir örneklerden biriydi.
Mekânsal derinliğiyle öne çıkan Atelier Van Lieshout’un “The Voyage – A March to Utopia” çalışması ve Thomas Schütte’nin “Engel” heykeli, sergileme mantığını zorlayan işlerdi. Mısır merkezli performans kolektifi nasa4nasa’dan Sham3dan (Candelabra), bu yıl Unlimited’ın en çarpıcı canlı gösterilerinden biri oldu.
19 Haziran Perşembe akşamı, fuar saatlerinin uzatılmasıyla birlikte “Unlimited Night” özel bir ziyaretçi kitlesine açıldı.
Fuar duvarlarının ötesinde
Art Basel’in kamusal alanlara yayılan Parcours bölümü, bu yıl ikinci kez New York’taki Swiss Institute’un direktörü Stefanie Hessler küratörlüğünde gerçekleşti. “Second Nature” teması etrafında şekillenen seçkide, doğa ile yapaylık arasındaki gerilim çok duyulu yerleştirmelerle ele alındı. Münsterplatz’a konumlanan Hylozoic/Desires imzalı 80 metrelik dev kumaş yerleştirmesi, St. Clara Kilisesi’nde Selma Selman’ın koku ve sesle örülmüş motor kaputu anıtı, Sturtevant, Marianna Simnett, Shahryar Nashat, Thomas Bayrle ve Yu Ji gibi isimlerin kent dokusuyla etkileşime geçen işleri Parcours’un öne çıkan durakları arasındaydı.

Kurum mekânlarında daha yoğun karşılaşmalar yaşandı. Fondation Beyeler’de Vija Celmins ve Jordan Wolfson’un işleri yan yana sunuldu. Celmins’in doğayı mikroskobik düzeyde ele alan detaylı desenleri ile Wolfson’un dijital şiddet estetiğini temel alan animasyonları arasında kurulan karşıtlık, izleyiciyi algı ve gerçeklik soruları etrafında konumlandırdı.
Kunstmuseum Basel, Medardo Rosso retrospektifiyle klasik heykel tarihini yeniden tartışmaya açtı. Aynı kurumda yer alan “Verso” sergisi, görünmeyen yüzeyler ve tersyüz edilmiş bakışlar üzerine kurulu kolektif bir okumaya alan tanıdı.

Schaulager’de Steve McQueen’in mekâna özgü yerleştirmesi, sınır çizgilerini hem mimari hem düşünsel düzeyde sorgulayan bir üretimdi. Kunsthalle Basel’de Dala Nasser, Ser Serpas ve Marie Matusz’un işleri; malzeme, yer ve bakış ilişkisi üzerinden çağdaş sanatın maddi dünyasına dair öneriler sundu.
Fuar dışı etkinliklerde de yoğun bir program izlendi. Liste Art Fair Basel, 30. yılında genç galerilere ve deneysel üretimlere alan açtı. Swiss Art Awards sergileri, İsviçreli sanatçılar için kamusal görünürlük sunmaya devam etti.
20. edisyonunu kutlayan Volta Basel, bu yıl Messeplatz’e yalnızca birkaç dakika uzaklıkta gerçekleşti. Uydu etkinliğe 29 ülkeden 70’e yakın galeri katılım gösterdi. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan gelen sanatçılar için özel bir pavyonun kurulduğu fuar, genç ve bağımsız sanat üreticileri için alternatif bir platform sundu. Türkiye’den Gama Gallery de bu yıl Volta Basel’e katılan galeriler arasında yer aldı.
Basel Social Club terk edilmiş bir banka binasında, 100’ün üzerinde odaya yayılan enstalasyonlar, performanslar, DJ setleri ve ortak üretim alanlarıyla öne çıktı. Precious Okoyomon ve Puppies Puppies gibi isimlerin yer aldığı etkinlik dizisi, sanatın disiplinler arası sınırlarını genişleten kolektif bir deneyime dönüştü.

Art Basel Ödülleri: Ödül değil, tanıklık
19 Haziran akşamı, tarihî Rathaus Basel’de düzenlenen törende Art Basel Ödülleri ilk kez sahiplerini buldu. Program, yalnızca sanatçıları değil; küratörleri, kurumları ve sahne arkasında çalışan yapıları da görünür kılmak üzere tasarlandı.
Toplamda 36 kişi ve kurum ödüllendirildi. Cecilia Vicuña, “Icon Artists” kategorisinde öne çıkarken, Nairy Baghramian ve Ibrahim Mahama “Established Artists” başlığı altında yer aldı. Pan Daijing ve Saodat Ismailova, “Emerging Artists” olarak dikkat çekti. Disiplinler arası üretimleriyle Formafantasma, küratöryel katkısıyla Candice Hopkins; RAW Material Company, Jameel Arts Centre ve ART + PRACTICE gibi kurumlar kurumsal kategorilerde madalyaya layık görüldü.
Sanatsal Direktör Vincenzo de Bellis’in törendeki sözleri, programın çerçevesini netleştirdi:
Her bir ödül sahibi, ait olduğu bağlamın aciliyetine dair açık ve kararlı bir fikir ortaya koyuyor.
Kunstmuseum’daki resepsiyon, Russell Tovey’in sunumu ve Vegyn’in DJ seti eşliğinde gerçekleşti. Gecede ayrıca Hugo Boss tarafından desteklenen “BOSS Award for Outstanding Achievement” da açıklandı. Son 18 ayda kültürel etki yaratan bir yapıta verilen bu ödül, 100.000 Amerikan Doları değerinde çift fon mekanizmasıyla dikkat çekti: Yarısı sosyal bir amaca, yarısı yeni bir projeye ayrılacak.
Aynı gece duyurulan Koyo Kouoh Fellowship programı, geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden Senegalli küratör Koyo Kouoh’un anısına başlatıldı. Documenta ve Zeitz MOCAA gibi uluslararası kurumlardaki çalışmalarıyla tanınan Kouoh’un ismini taşıyan bu burs, Afrika’dan genç sanat profesyonellerine Basel’de gelişim desteği sunacak.
Art Basel Ödülleri programı, Basel edisyonundaki madalya töreni ve seçkilerin ardından bu yılın sonunda Miami’de devam edecek. 5–8 Aralık 2025 tarihleri arasında düzenlenecek Art Basel Miami Beach, ödüllerin ikinci ayağına, yeni projelere ve Amerika kıtasındaki çağdaş sanat sahnesine odaklanan sunumlara ev sahipliği yapacak.