20 yıllık keşif: Lee Cavaliere ile VOLTA Basel üzerine

Lee Cavaliere’nin uzun vadeli destek vizyonuyla yeniden şekillenen VOLTA, 20. yılında Basel'deki yeni mekânında sanatsal görünürlüğü yalnızca sergilemeyle değil; yapısal dayanışma, topluluk inşası ve kolektif üretim modelleriyle birlikte ele alıyor

İsviçre’nin Basel kentinde düzenlenen çağdaş sanat fuarı VOLTA, 2025 edisyonuyla 20. yaşını kutladı. Her yıl Art Basel ile eşzamanlı gerçekleşen fuar, bu kez yalnızca birkaç adım ötedeki yeni mekânına taşınarak daha geniş ölçekte yeniden konumlandı. 4.000 metrekarelik bu alan, VOLTA Basel’i sadece bir sergi platformu olmaktan çıkarıp; konuşma programları, restoran ve dinlenme alanlarıyla sosyal bir buluşma noktasına dönüştürdü.

VOLTA Basel Sanatsal Direktörü Lee Cavaliere.
VOLTA Basel Sanatsal Direktörü Lee Cavaliere.
Görsel: Christa Holka

2005 yılında, geleneksel sisteme alternatif bir platform olarak kurulan fuar, temsil imkânı bulamayan sanatçılara görünürlük sağlama misyonunu üstlendi. Bugün hala orta pazar galerilerle genç sanatçıları uluslararası koleksiyonerlerle buluşturarak bu yaklaşımını sürdürüyor.

Fuarın yeni sanatsal direktörü Lee Cavaliere, hem VOLTA’nın geçirdiği evrimi hem de bu yıl hayata geçirilen yenilikleri Artilop’a anlattı. Keşfin yalnızca yeniyi göstermekle sınırlı kalmadığını, bunu sürdürülebilir kılacak ağların inşasının da en az bu kadar önemli olduğunu vurguladı.

Cavaliere’nin kariyeri, kamusal koleksiyon alanlarından dijital müzeciliğe, ticari galeri yönetimine ve nihayet uluslararası sanat fuarlarına uzanıyor. Tate Britain’da koleksiyonla çalışırken edindiği kurumsal içgörüyü, 2020’de kurduğu ve pandemiye doğrudan yanıt veren dijital VOMA (Virtual Online Museum of Art) projesiyle farklı bir boyuta taşıdı. Şimdi bu birikimi, VOLTA Basel’de erişim ve keşif başlıkları altında bir araya getiriyor.

“Öncelikle Tate’te küratör değildim; koleksiyonla çalışıyordum. Sanata erişimi olmayan insanlara kapı açmak her zaman ilgimi çekti.

Londra’daki müzelerde ve ticari galerilerde, ‘kim sanat görebilir, kim fikir beyan edebilir’ tarzı bir bekçilik hissi sezinledim; buna alerjim var.

VOLTA’yı cazip kılan da hep keşif alanı olmasıydı: Yeterince görünürlük bulamamış sanatçıları öne çıkarmak. ‘Emerging’ kavramını, sanatçıların yolunu açan somut destek ağlarıyla eşleştiriyoruz. Bu da para, topluluk ve adanmışlık gerektiriyor; tam da kutlamak istediğimiz şey bu.”

VOLTA Basel 2025 fuar alanından bir genel görünüm.
VOLTA Basel 2025 fuar alanından bir genel görünüm. Görsel: Phillip Reed

20. yıla “keşif” manifestosu

20. yılını kutlayan VOLTA, “keşif” temasını yalnızca bir pazarlama terimi olmaktan çıkararak bir tür manifesto haline getiriyor. Cavaliere için yükselen anlamına gelen “emerging” etiketi, geçici bir sıfat değil; uzun süreli desteği gerektiren bir süreç. Genişleyen mekân, bu yaklaşımı kamusal alanda görünür kılmak için önemli bir zemin sunuyor.

‘Emerging’ kelimesini didiklemeyi seviyorum, bir sanatçı 20 yıl boyunca ’emerging’ kalabilir.

Biz de kariyerleri mümkün kılan gerçek destek yapılarına odaklanıyoruz. Geniş salon, konuşma programı yapmamıza izin verdi; mücadeleleri ve başarıları insanileştiriyor. Bu hikâyelerin karşılık bulabilmesi için topluluk çok önemli.

İki-üç ay önceden galerilere yerleşim planını gönderip ‘komşularınızla tanışın’ diyorum; işbirlikleri böyle başlıyor.”

Cavaliere’nin 2018’de kurduğu The Sixteen Trust, Birleşik Krallık’taki 16–25 yaş arası gençleri sanat ve kültür profesyonelleriyle uzun vadeli mentorluk çerçevesinde buluşturuyor. VOLTA Basel 2025’te bu model, “EMERGE + ENGAGE” başlığı altında hem genç galerileri hem de daha köklü aktörleri kapsayan yapısal bir etkileşim alanına dönüşüyor.

“Bir bakıma VOLTA zaten genç galerileri mentorlukla destekliyor, ama aynı zamanda köklü galerileri de tazeliyor. Yeniler risk alıyor, yenilik getiriyor; köklüler profesyonelliği gösteriyor. Eğitim çift yönlü ilerliyor ve fuar da sanatçı kariyerlerini doğru sunum ve uluslararası yaklaşımla geliştirmekle yükümlü.”

Oeufre (2016), Stefanie Herr, La Plataforma.
Oeufre (2016), Stefanie Herr, La Plataforma.
Görsel: VOLTA Basel

Ticaret ve küratöryel cesaret arasında ince bir hat

Sanat fuarlarının üretim maliyetleri, lojistik yükleri ve koleksiyoner beklentileri arasında kurduğu denge, küratöryel seçimleri doğrudan etkiliyor. VOLTA Basel gibi bağımsız bir fuarın, devlet sübvansiyonu almadan Basel gibi yüksek maliyetli bir şehirde ayakta kalabilmesi için ticari gerçekçilikle yaratıcı risk arasında hassas bir çizgi yürütmesi gerekiyor.

“Sanat piyasasının ekonomisini göz ardı edemezsiniz; sanatçılar malzeme, kira, yaşam gideri öder. Erken dönem koleksiyonerleri aslında patronluk yapar. Biz devlet sübvansiyonu almıyoruz; Basel pahalı bir şehir. Yine de kalite tavizsiz olmalı. Ortama uymayan eserlerle dolu bir fuarın anlamı yok.”

MENA Pavyonu ve bölgesel köprüler

Fuar tarihinde ilk kez yer verilen Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) Pavyonu, yalnızca coğrafi çeşitliliği artırmakla kalmıyor; yeni bölgelerle kurumsal işbirliklerinin önünü açan bir pilot girişim olarak öne çıkıyor. Cavaliere, bu özel seçki için Beyrut merkezli çalışan küratör Randa Sadaka’ya güveniyor. Sadaka, Arap dünyasının çağdaş sanat sahnesinde disiplinlerarası küratöryel pratikleriyle tanınıyor ve özellikle genç sanatçılarla geliştirdiği diyalog odaklı üretim biçimleriyle öne çıkıyor.

“İngilizim; Arapça konuşmuyorum, bölgede yaşamıyorum. Bu yüzden küratör Randa Sadaka ile çalıştık. Dubai, Abu Dabi’de büyük fuarlar var; Art Basel Katar’a gidiyor. VOLTA’ya neden az başvuru geliyor, görmek istedik. Pavyon, yedi ülkeden dokuz galerinin yaratıcılığını bir araya getirdi; neler doğacağını göreceğiz.”

 

VOLTA Basel 2025 fuar alanından bir genel görünüm.
VOLTA Basel 2025 fuar alanından bir genel görünüm. Görsel: Phillip Reed

Yıl boyu “Collectors Circle”

2025 edisyonuyla birlikte fuar takviminin ötesine taşan “Collectors Circle” adında yeni bir program da devreye giriyor. Cavaliere, Londra’daki koleksiyoner ağına dayanarak bu yapıyı yalnızca satış odaklı değil, içerik ve diyalog merkezli bir platform haline getirmeyi amaçlıyor. Program, uluslararası stüdyo ziyaretlerinden çevrimiçi salonlara ve Hong Kong gibi uydu etkinliklere uzanıyor.

“Sanat dünyası fuar kapanınca durmaz. Hong Kong ve Avrupa’da etkinlikler yapıyoruz; konuşmayı canlı tutuyoruz. Collectors Circle sonbaharda stüdyo ziyaretleri ve üç aylık çevrimiçi salonlarla başlıyor.”

VOLTA Basel 2025 fuar alanından bir genel görünüm.
VOLTA Basel 2025 fuar alanından bir genel görünüm.
Görsel: Casey Kelbaugh

Yeni salon: Yakınlık, ölçek ve dönüşüm

Bu yılki mekânsal hamle, sadece fiziksel bir büyüme değil; aynı zamanda sosyal akışın, etkileşimin ve ziyaretçi deneyiminin yeniden tasarlandığı bir dönüşüm sunuyor. Art Basel’in hemen yanında konumlanan yeni Hall 4.U, konuşma sahnelerinden restoran ve dinlenme alanlarına tüm bileşenleri tek katta buluşturarak doğal bir karşılaşma zemini yaratıyor. Böylece fuar, yalnızca bir sergi alanı olmaktan çıkıp, sosyalleşme ve etkileşim için açık bir platform haline geliyor.

“Eski mekânımız güzeldi ama küçüktü. Şimdi konuşma programı, restoran, dinlenme alanları ekledik. Yakınlık, galeriler ve koleksiyonerler için büyük kolaylık. Art Basel’le stratejimizi birlikte planladık; şu ana dek enerji harika.”

Bu fiziksel yakınlık, yalnızca mekânsal bir kolaylık değil, aynı zamanda ziyaretçi trafiğinde süreklilik sağlayan stratejik bir tercih. Geçmiş yıllarda shuttle servisleriyle sağlanan geçiş, artık doğal bir yürüme rotasına dönüşmüş durumda. Özellikle genç koleksiyonerler için iki fuar arasındaki bu geçiş, bir bütün deneyim sunuyor.

“Geçen yıl ziyaretçilerimizin üçte biri Art Basel VIP’iydi; geçiş zaten var. Önemli olan mobilite. Geçen yıl shuttle servisi kullandık, bu yıl yakınlığın kendisi shuttle görevi görüyor.”

VOLTA x Art Basel: “Karşılıklı beslenen bir ekosistem”

20 yıldır Basel’in prestijli sanat haftasında kendine keşfe açık bir alan yaratan VOLTA, bu yıl yalnızca mekânsal değil, stratejik olarak da Art Basel’e daha yakın duruyor. İki fuar, panellerin zamanlamasından mekânın organizasyonuna kadar birçok noktada işbirliği içinde çalışarak izleyici deneyimini kesintisiz bir hatta dönüştürüyor.

“Kimse burada beş milyon dolarlık Basquiat almıyor. Fiyatlar erişilebilir; izleyici yeni eserlerle konuşmaya giriyor. Art Basel de yeni eser bölümünü başlattı, güzel; ama VOLTA bunu hep yaptı. Ölçeğimiz sindirilebilir, rekabet değil iş birliği.”

Cavaliere, bu ilişkiyi “karşılıklı beslenen bir ekosistem” olarak tanımlıyor. Art Basel, şehre küresel bir izleyici akışı sağlarken; VOLTA, daha erişilebilir fiyat bandındaki eserlerle koleksiyonerlerin risk almasını ve keşfe yönelmesini kolaylaştırıyor. Bu yıl, yeni konumun da etkisiyle, iki fuar ilk kez bu kadar kesintisiz bir deneyim sunuyor.

Art Basel’le stratejimizi birlikte planladık; şu ana dek enerji harika.

Ortak etkinlikler, tamamlayıcı içerikler ve doğal akış sayesinde bu iki yapı; artık birbirine paralel değil, iç içe geçmiş bir sanat ekosisteminin parçası olarak hareket ediyor.

Genç sanatçılar arasında tek bir ismi öne çıkarmaktan özellikle kaçınan direktör, kil ve dokuma gibi geleneksel zanaat malzemelerini çağdaş biçimlerde kullanan üretimlere duyduğu ilgiyi vurguluyor. Ziyaretçilere ise sanatı aceleye getirmemelerini ve enerjilerini doğru kullanmalarını öneriyor.

“Atıştırmalık noktasını erkenden bulun, sık sık durun ve sabah saatlerinde alkolü abartmayın.”

20. yıl eşiğinde, Cavaliere’nin çerçevesini çizdiği yeni dönem; erişilebilirlik, yapısal destek ve kolektif üretim kavramlarını, keşif odaklı bir fuar modeline yeniden yerleştiriyor.